Son 5 yılda egzersiz ve terapi olarak yogaya olan ilgi önemli ölçüde arttı. Yoga şimdi en fazla çalışılan  tamamlayıcı ve alternatif tıp tedavisi. Bir takım tıbbi durumu tedavi etmek için tek başına yada kombine kullanılan yoga hakkında yüzlerce araştırma ve incelemeler yapıldı.

En bilinen yoga ve diyetetik entegrasyonu muhtemelen Ornish Programı , kalp rahatsızlığını önlemek ve hatta tersine çevirmek için gösterilen diyet , egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerinin bir kombinasyonudır. Bir yoga uygulayıcısı olan Dean Ornish in MD programı , düşük yağlı vejetaryen diyet, ek olarak düzenli egzersiz ve grup desteği ile birlikte stress yönetimi için günlük 1 saat yoga içerir.

Yoga , hastaneler , özel klinikler ve özel muayenehaneler de dahil olmak üzere çeşitli diyetetik alanlarında kullanılmak için yeni bir araç olarak ortaya çıkıyor.

Bu makale yoga’nın tedavi edici yararları için bilimsel temelleri gözden geçiriyor, üç diyetisyenin şu anda yoga ve beslenme uygulamalarına nasıl entegre olduklarını ve yoga terapisi sertifikasyonu ve diyetetikte yoganın geleceği hakkında bilgi veriyor.

Yoga Bilimi 

Yoga uygulayıcılarının neden niçin yoga uyguladıklarını sorun , pek çok kişi cevap olarak yaşadığı stresi neden olarak gösterecektir. Bilimsel çalışmalar yoga hareketlerini  solunum teknikleri ve meditasyonla sadece kasları serbest bırakmak ve rahatlamak için değil aynı zamanda merkezi sinir sistemi ve beyni de etkileyerek vücuda  etki ettiğini göstermiştir.

2015 yılındaki bir araştırma, yoganın beyni yaşla ilişkili nörodejenerasyondan koruduğunu gösterdi. Bu çalışmadan elde edilen ikincil bir bulgu , ruh hali üzerine yoganın etkisiydi. Manyetik rezonans görüntüleme (MR), beyin hacmi farklılıklarını duygusal düzenlemeye pozitif yönde etkiledi. Uzun süre yoga uygulaması , pozitif duygu durumu ile bağlantılı olarak artmış sol orbitofrontal korteks hacmi ile ilişkilendirildi. Araştırmacılar, yoga uygulayan yılların “beyni kademeli olarak parasempatik yollarla tahrik edilen bir moda ve olumlu duyguların arttığı ” sonucuna varmışlardır.
Kaygı , sempatik ve parasempatik sinir sistemlerinden oluşan otonom sinir sistemi aracılığıyla sağlanır.  Sempatik sinir sistemi doku ve organlara gönderdiği sinyallerle genel olarak vücudun aktivitesini , enerji tüketimini arttırıcı yönde hareket eder. Aynı zamanda korku , öfke , heyecan gibi stres yaratan durumlarda tepki oluşturmasını sağlar. Parasempatik sinir sistemi ise hareketlerimizi yavaşlatır. Vücutta enerjinin korumasını sağlayacak yönde etki eder. Örneğin kalp atışının yavaşlaması , sindirimin artması gibi. Tecrübeli yoga eğitmenleri , öne katlar, oturmuş çarpıklıklar, duvara bacaklar ve destekli onarıcı pozlar gibi bazı yoga pozlarının kaygıları hafifletmeye yardımcı olmak için uygularlar. Derin yoga solunumu, nefes almadan daha uzun olan nefes verme ile solunum ve kalp atım hızlarını yavaşlatarak vücudu sempatikten parasempatiğe götürürler.

Yoga yapanların beslenmesinde ;

  • gıda tüketimi ve gıda tercihleri ilgili konularda dikkatli olma duygusu
  • stres kaynaklı aşırı yeme duygusu
  • sağlıksız besinlerin vücutlarındaki etkileri hakkında farkındalık
  • azalmış besin istekleri
  • duygusal istikrar
  • benlik saygısı ve kendini kabullenme artar.

Beslenme bozukluğu olan yada stresli durumdan olan  bir birey derin nefes egzerszileri yaparak aşırı yemek yeme duygusunu bastırabilir. Yoga tekniklerini kullanmaya açık olan danışanlar  oturumlarında pranayama (nefes egzersizleri) ve meditasyon öğrenip  daha sonra bu teknikleri bir yemekten önce veya evde yiyeceklerden endişe duydukları zaman uygulayabilir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın