Gelişmekte olan ülkelerde beş yaşından küçük 200 milyonu aşkın ço­cuk malnütrisyonludur(kötü beslenmektedir). Gelişmekte olan ülkelerde her yıl 12 milyon beş yaş altı çocuk ölümünün yarısından çoğunu mal­nütrisyon oluşturmaktadır. Malnütrisyon, çocukların zihinsel yeteneklerin­de kayba, sık enfeksiyonlara, kalıcı zihinsel ve bedensel özürlülüklere ne­den olabilmektedir. Malnütrisyon anne sütünün erken bırakılması, çocuk­ların besin ve besin öğesi gereksinmelerinin yeterince karşılanamaması, yoksulluk, hijyen eksikliğine bağlı sık enfeksiyonlar nedenleriyle ortaya çıkmaktadır.

 İLK 6 AY ANNE SÜTÜ

Anne sütü üstün içeriği ve özellikleri ile yenidoğan bir bebeğin tüm besin öğesi gereksinimini , 6 ay boyunca tek başına karşılayabilen en uygun besindir. Ilk 6 ay anne sütü alan bebeğin suya bile ihtiyacı yoktur , çünkü anne sütü bebğin su ihtiyacını fazlasıyla karşılamaktadır.

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2003’ e göre ilk 6 ayda sadece anne sütü alan bebeklerin oranı yaklaşık %21 dir.

 NEDEN ANNE SÜTÜ?

 Yapılan çalışmalarda ; anne sütü alan çocukların beş yaşına geldiklerinde bilişsel işlevlerinin diğer çocuklarına göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir.

Anne sütüyle beslenen çocuklarda konuşma sorunlarının daha az olduğu ve matematik puanlarının daha yüksek olduğu da bildirilmiştir.

 

  • ⇒ Besin ögesi bileşimi bebeğin gereksinmelerine uygundur.
  • ⇒ Koruyucu etmenleri içerir.
  • • Sindirime yardımcı aktif enzimler içerir (yağ sindirimi için lipaz)
  • • Enfeksiyonu önleyen ögeler içerir
  • • Hormonlar ve büyümeyi sağlayan ögeleri içerir
  • ⇒ Anne sütü alan bebeklerde solunum yolu ve mide-barsak enfeksi­yonları daha az görülür.
  • ⇒ Anne sütü verilmesi orta kulak iltihabı riskini azal­tır.
  • ⇒ Anne sütü çene ve diş gelişimini sağlar.
  • ⇒ Bazı kronik hastalıkların oluşma riskini azaltır (tip I diyabet, çölyak hastalığı, obezite, koroner kalp hastalığı gibi).
  • ⇒ Alerjiye karşı koruyucudur ve bebeği pişikten ko­rur.
  • ⇒ Bebeğin ruhsal, bedensel ve zihinsel gelişimine yardımcı olur.
  • ⇒ Ucuzdur, hazırlama sorunu gerektirmez.
  • ⇒ Anne ve bebeği arasındaki duygusal bağı güçlendirerek sevgi dolu bir ilişkiyi kolaylaştırır.
  • ⇒ Annenin sağlığını korur. Emziren annelerde göğüs kanseri, yumurta­lık kanseri, kemik erimesi ve kansızlık (anemi) oluşumu azalır. Anne sütü uterusun eski haline dönmesine yardımcı olur, anneyi aşırı kan kaybından korur.

KOLOSTRUM

 

Doğumdan hemen sonra ilk 5 günde salgılanan koyu sarı renkteki süte kolostrum denir.

     İÇERİĞİ

      ÖNEMİ

Antikorlardan zengin

Enfeksiyon ve allerjiden korur

Akyuvarlar

Enfeksiyondan korur

Mushil etkisi

Mekonyumu temizler sarılığın önlenmesini kolaylaştırır.

Büyüme faktörleri

Barsağın olgunlaşmasını sağlar.

Vitamin A

Enfeksiyonların daha hafif geçirilmesini sağlar

 

 

NEDEN EK BESİNLERE GEÇİYORUZ ?

 

Bebeğin artan gereksinimi sadece anne sütü yada hazır mamalarla  karşılanamaz. Demir ve çinko depoları tükendiği için anne sütü yeterli gelmez. Ve de bebklerinaltıncı aydan itibaren çiğneme refleksinin gelişmektedir. Eğer 7 . ayda ek gıdaları vermeye başlarsak bebeğin besin reddedmesine neden olabilir. Geç ek besinlere başlayan bebeklerin konuşmaları da daha geç başlamaktadır.Tamamlayıcı beslenme ile birlikte emzir­menin sürmesi çocuk sağlığı açısından önem taşımaktadır.

 

Anne sütünden  tamamlayıcı besinlere geçerken bazı dikkat etmemiz gereken şeyler var. Bunlardan en önemlisi allerjenik etki yapabilme ihtimali yüksek olan besinler

BİR YAŞINA KADAR İNEK SÜTÜ VERMEYİN. Inek sütü ve keçi sütü allerjik etki yapıp çocuklarda kabızlık , ishal , laktoz alerjisi gibi durumlarla karşılaşılabilinir. Inek sütü alerjisi olan bir bebeğin annenin yediklerinden de etkileneceği için annenin de inek sütünü bir müddet kesmesi gerekebilmektedir. İnek sütüne reaksiyon genelde iki yaşında sona erer. Inek sütü demir eksikliği , keçi sütü folik asit yetersizliğine neden olmaktadır. 

Balda allerjik olan besinlerimizden biridir ve 1 yaşından önce verilmemesi gerekir. Çocuk botulizmine yani bakteinin oluşturduğu zehirlenmeye neden olabilir. Clostridium botulinum sporlarını içerebilmesi nedeni ile botulizm riski taşır. Süt çocuklarının mide asidi düzeyi düşük olduğundan bu spor­ları öldüremez, bu nedenle bir yaşından küçük çocuklara bal önerilmez.Çok ender bir durumdur ama yine de dikkatli olunması gerekir. Yumurtayı ise sarısını ise 6. ayda bir bütün olarak değil yavaş yavaş artışlar yaparak vermeliyiz.

Çay: Çay, süt çocukları ve küçük çocuklara önerilmez. İçeriğinde tanin olması, demir ve diğer mineralleri bağlayıcı özelliğinden dolayı demir ek­sikliğine, içine eklenen şeker ise iştahsızlığa ve diş çürümelerine neden olur.

Bitki Çayları: Papatya çayı, yeşil çay v.s bitki çaylarının da demir emi­limini azaltıcı etkisi vardır. Aynı zamanda bazı farmakolojik ajanlar içeren bitki çaylarının, süt çocukları ve küçük çocuklar için güvenilirliği konusun­da yeterli bilimsel araştırma yoktur.

Şeker: Şeker pancarından elde edilen bir besindir. Şeker pancarı % 16-20 arasında sukroz (glukoz ve fruktoz) içermektedir. Şeker vücuda enerji sağlar, başka bir besin değeri bulunmamaktadır. Boş enerji kaynağı olduğu için bebek beslenmesinde şeker yerine pekmez veya süt şekeri laktozun kullanılması daha doğru bir yaklaşımdır. Ayrıca çocuklarda fazla tüketilmesi iştahsızlığa ve diş çürüklerine, ileriye dönük hatalı beslenme davranışlarının gelişmesine ve dolayısıyla şişmanlığa neden olmaktadır.

Bakla: Toksinli baklanın neden olduğu zehirlenme anemi, hemoglobi­nüri ve yüksek ateşle karakterizedir. Toksinli bakla yenildikten 24-48 saat sonra etkisi görülür. Zehirlenme taze çiğ baklanın yenmesi ile olur. Bakla pişirildiği zaman toksinin etkisi kalmaz. Favizme neden olabileceği düşü­nüldüğünden süt çocukluğu döneminde bakla önerilmez.

 

Tamamlayıcı besinlere başlarken;

 

Gelişimi normal ve sadece anne sütü alan bebeklerde, altı aydan önce tamamlayıcı besinlere başlanmamalıdır.

Emzirmeye devam ederken , altıncı ayda küçük miktarlarda tamamlayıcı besinlere başlanmalı ve çocuklar büyüdükçe miktarlar arttırılmalıdır.

Besin bebeğin yaşına ve sindirim özelliklerine göre ayarlanmalı.

Bir kerede , birden fazla besine başlanılmamalı , yeni besin birkaç gün sonra verilmeli

Her yeni besine , birkaç tatlı kaşığı gibi küçük miktarlarda başlanmalı ve bebekte besine bağlı değişimler izlenerek yavaş yavaş arttırılmalıdır.

Eğer bebek yeni denenen besinin lezzetini beğenmedi ise ya da ishal , kusma oluştuysa beklenmeli ve kısa bir aradan sonra tekrar denenmelidir.

Yeni besin , bebek açken verilmelidir. Gündüzleri verilmeli çünkü allerjenik etki olduğunda anne gözlemleyebilsin. Yedirdikten sonra emzirirseniz bebeğin sindirimine yardımcı olursunuz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın