Diyet ve kilo vermek denildiğinde, tüm yemek beğenilerinizi öldüren yasaklarla dolu, tatsız,
hazırlanması güç ya da ekonomik olmayan yiyecekler akla gelir. Oysa kökten bir değişiklik
yerine, yavaş yavaş ve aşamalı bir değişiklik, bedensel ve ruhsal, hatta sosyal stresi önleyerek
bireyin başarı şansını artıracaktır. Yıllardır süregelen beslenme alışkanlıklarını değiştirmek
kolay değildir, alışkanlıkların değiştirilmesi daima daha çok enerji ve direnç gerektirir.
Diyet yapan insan, diyet yapıyorum diye kendisinin ve içinde yaşadığı toplumun
alışkanlıklarına uymayan, alıştığı lezzetlerin dışında bir beslenme tarzına zorlanırsa, evinde
ailesiyle, işyerinde arkadaşlarıyla aynı masada aynı yiyecekleri yiyemezse, mutsuz olur ve
diyetini uzun vadede sürdüremez. Yemek yemenin sosyal ve kültürel alışkanlıklarımızla yakın
ilişki içinde olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Yapılan diyetlerden sonra kendi mutfağına
dönmek ve orada ne yapacağını bilememek kiloların geri alınmasının en büyük nedenidir.
Yeni milenyumun ve 21.yy.ın en büyük problemi stresle mücadele ve zayıflama olacaktır.
Aşırı kilo alma ve hatalı beslenme, halen Türk toplumunun neredeyse bütün kesimlerini
ilgilendiren bir sorundur. Tüm gelişmekte olan ülkeler gibi bizde de bu konu, beslenme
alışkanlıkları karbonhidrata dayalı kırsal kesim insanının ilgisini çeker. Ayrıca toplumda
yaşanan yoğun strese ve sıkıntıya bağlı yemek yeme, sağlıklı beslenme modelini bozar.
Aslında sağlıklı beslenebilmek için çok iyi ekonomik duruma sahip olmak değil, konuyu iyi
bilmek yeterlidir. Bu nedenle kalori ve değişim değerlerine dikkat etmek kaydıyla
uygulanacak olan diyet, genel prensipler içerisinde sosyal yaşamdan kopmadan evde ne
pişmişse canımız ne istiyorsa onu yiyebileceğimiz şekilde hazırlanmalıdır.

İnsanın beslenme ile ilgili davranış ve uygulamaları tarım, ekonomi, coğrafya, dini inançlar,
demografı, eğitim vb. çeşitli faktörlerin etkisiyle oluşur, gelişir. Bir yemek sistemine özellik
kazandıran başlıca öğeler yemekte kullanılan malzemeler ve yemeğin yapılış biçimidir. Türk
mutfağı genel olarak tarımsal ve hayvansal ürünlere dayalıdır. Halkımızın yaşadığı
coğrafyaya göre çeşitlilik gösterir. Batıyla etkileşim, Türk mutfağını hızlı bir değişim içine
sokmuştur. Batı kültürüne açılma, hızlı sanayileşme ve kentleşme, kadının çalışma hayatına
atılması, eğitim düzeyinin yükselmesi, yemek alışkanlıklarının ve ona bağlı olarak lezzet
alışkanlıklarının değişmesine neden olmuştur. Ayrıca ekonomik koşullar Türk mutfağının
değişimini hızlandırmıştır.

Göründüğü kadarıyla beslenme dünyasında gelinen nokta bizim mutfağımıza benzer bir gıda
karması şeklini almıştır. Birçok mutfağı içinde barındıran (Karadeniz, Ege, Doğu) Türk
mutfağı bilinçli tüketildiği taktirde seçenekler sunacaktır. Sebze açısından zengin, kırmızı et
yerine tavuk balık ve hindi tercih edilen, pirinç patates yerine bulgur, kızartma balık yerine
buğulama balık, tereyağ yerine zeytinyağı tercihi yapılan ve kullanılan Türk mutfağıyla,
alışkanlıklarımızdan vazgeçmeden sağlıklı ve bilinçli beslenebildiğimizi görebiliriz

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın