‘AÇLIK OYUNLARI’

SENARYOSU GERÇEK Mİ OLUYOR ?


Covid-19 felaketi ile karşılaştığımız günden bu yana belki de en çok yaptığımız eylem alışveriş oldu. Bu alışkanlığımızla birlikte giderek de artan stokçular konusuna da değinmek gerek.

Ne yazık ki milyarlarca insanın yaşadığı bu gezegenede, kendini birey olarak yaşatabilmesi için beynin teknik komutlarını yerine getirmekte şu an. Barınma ve yeme konusu .. Ev de kalarak barınmayı çok güzel yönetebilirken acaba yemek yeme eylemini, yemeklerin miktarını, gıda stoklarını hiç düşündünüz mü?

Bu yemek yeme konusu, gıda konuları çok mu kafanızı ve midenizi kurcalıyor?
Peki ya ihtiyacınızdan çok daha fazlasını stoklamak, israfçılığı yönetememek…

Bu konular giderek gündeme geliyor, gelecek aylarda mevsimlerde ve yıllarda gıda konusunu bireysel, ulusal ve global olarak nasıl yönetmeliyiz, nelere dikkat etmeliyiz?

Bu konularda son zamanlarda birçok kurum bir araya gelerek çözümler üretmek için ciddi çalışmalar başlatmak için adım attılar. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) genel müdürü QU Dongyu’nun açıklamları oldukça önemli diye düşünüyorum. Dongyu, Covid-19 bize dayanışmanın Hayırseverlik değil, Sağduyu olduğunu belirterek Milyonlarca kişi gıda kıtlığı yaşayabilir uyarsını yapıyor!!

Covid-19 küresel kamu sağlık sistemlerine büyük ölçüde kısıtlamalar getiriyor. Büyük ekonomiler giderek çöküyor ve bu durumlardan etkilenecek insan sayısının yüksek olacağını ve bu durumu tersine çevirmek için yapılan büyük çabaların ağır bir ekonomik maliyeti olduğunu belirtiyor.

Zengin ülkelerde bile milyonlarca kişinin gıda kıtlığı yaşayabileceğini vurguluyor. Bu riski azaltmak için gıda tedarik zincirlerine yaşanacak olası aksamaları en aza indirgeyecek eylemlerin hemen hayata geçirilmesi konusunda ikazda bulunuyor.

İnsanların gıda bulamayacak yada satın alamayacak hale gelebilecekleri bir Halk Sağlığı krizinin, Gıda krizini etkilemesini önlemek için küresel çapta koordineli ve tutarlı bir planlamaya ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

Dünyada herkese yetecek kadar gıda tedariki varken paniğe gerek yok, ama önümüzdeki dönemlerde ciddi bir risk altındayız diyerek istediğimiz zamanda gıdayı bulma sorunu ortaya çıkabileceğini unutmamak gerektiğini vurguluyor.

Görünen sorunlar;

  • Hareket etmedeki kısıtlamalar nedeniyle ve bu durumda çalışmaktan kaçınan işçiler, çiftçilerin tarlada çalışmasını ve gıda üreticilerinin işini sekteye uğratabilir
  • Gübre, veteriner ilaçları ve diğer tarımsal malzemelerin eksikliği tarımsal üretimi negatif etkileyebilir
  • Restoranların kapanması nedeniyle gıda tedarikindeki düşüş; taze meyve, sebze ve balık ürünlerine olan talebin azalması üreticileri, tedarikçileri ve özellikle küçük ölçekli çiftçileri etkileyerek kentleşmiş olan şehirlerdeki nüfus gelecek yıllarda negatif etkileyebilir
  • İhracatçı ülkelerin kendi topraklarında gıda mahsullerini arttırmak için koyduğu ihracat kısıtlamaları küresel gıda pazarında ciddi aksamalara yol açarak fiyatların artmasına neden olabilir
    Yine de bunlar zaman içinde çözülmesi mümkün, yapılması gereken herkesin bu konuda sağduyulu olmasıdır.
    Bireysel olarak israfı azaltmalıyız. Evde mümkünse sıfır atık noktasına kadar gelmeliyiz. Hep beraber bunun için çabalarsak bu mümkün olacaktır.

Ayrıca Dongyu, bu konularda karar verecek olan politikaların da gıda tedarik şartlarının sıkılaştırılmaması gerektiğini vurguluyor. Çünkü her ülke kendi zorlukları ile mücadele ederken, hükümetler ve sektörlerin ve tüm birimlerinin arasında iş birliği olmasının önemini de vurguluyor.

Yayılmakta olan Covid-19 salgınının en yoksul ülkelerde sağlık üzerindeki etkileri hala bilinmemektedir.

Şu an 113 milyon insan akut açlık çekiyor, Afrikada nüfusun çeyreği yetersiz besleniyor. Gıda tedarik zincirindeki herhangi bir aksaklık hem insanların yaşadığı acıyı hem de küresel açlığı azaltmadaki zorluğu daha da arttıracak gibi görünüyor.  Gıda tedarik zincirindeki aksaklıkların mümkün olduğunca en aza indirilmesini sağlamak için sağduyulu olmalıyız.

Özetle ‘’Hepimiz Birimiz, Birimiz Hepimiz için’’ çaba sarfetmeliyiz