Yazılar

İltihaplanma bağışıklık sistemimizin bize verdiği bir tepkidir.

İnflamasyon yaralı ve hasarlı dokuların iyilleşmesine yardımcı olur. Yardımcı olamadığı takdirde  ise iltihap,  sağlıklı dokulara yayılarak vücut otoümmin rahatsızlıklarla karşı karşıya kalır. Kanser  , kalp hastalıkları , diabet , artrit ve alzheimer gibi birçok hastalık kronik iltihaplanmayla bağlantılıdır.

2014 te İBS (irritabl barsak sendromu) üzerinde yapılan bir araştırmada hastalara anti inflamatuvar diyet önderildi ve hastaların  %33 ü kullandıkları ilaçların en az 1 tanesinden kurtuldukları gözlenmiştir.

Harvard Halk Sağlığı Okulu Beslenme Departmanı’ndaki beslenme ve epidemiyoloji profesörü Dr. Frank Hu  ” inflamasyonla ilişkili olan Tip 2 ve kalp hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkların bazı yiyeceklerle bağlantılı olarak arttış gösterdiğini  vurgulamakta.  Çünkü iltihaplanma bu mekanızmalarla bağlantılı.

Peki yediklerimizin iltihaplanmayla bağlantısı olabilir mi?

Son zamanlarda herkesin sıkça tükettiği  fast food tarzı beslenme alışkanlıkları iltihaplanmayı tetikliyor.

Sadece fast food değil

Kızarmış gıdalar, rafine edilmiş unlar ve şekerler, hormon ve antibiyotik yüklü hayvansal ürünler, sentetik tatlandırıcılar ve yapay gıda katkı maddeleri de iltihaplanmayı tetikliyor.

Dolayısıyla, sürekli olarak bu beslenme tarzıyla yaşıyorsanız , vücudunuz kronik iltihap durumuna geçmeye başlıyor demektir.

Daha sağlıklı olmak istiyorsanız bu süper 5 besini günlük beslenmenize dahil edin!

 

Sarımsak

Sarımsak yaklaşık 33 sülfür bileşiği  , çeşitli enzimler, 17 farklı amino asit , mineraller , vitaminler (A, B1, B2, Niasin and C), karbonhidrat ve flavonoid içermektedir.

Sarımsağın içerdiği yüksek konsantrasyondaki kükürtlü bileşiklerin ve Tiyosülfinatların (allisin de dahil) sarımsaktaki etkin maddelerdir.

Antiviral ve anti bakteriyel özellikleriyle bilinen sarımsak , soğuk algınlığı önleyen ve tedavi eden antioksidanlar ile doludur.

Yüksek sülfür içeriğinden dolayı önemli bir anti enflamatuardır.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO)  yetişkinlerde sağlık takviyesi olarak günlük;  2-5 gr taze sarımsak (bir diş sarımsak) öneriyor.

Zerdeçal

Asya ülkelerinde yaygın olarak kullanılan bu  baharatın bileşiminde bulunan kurkuminin birçok kullanım alanı vardır.  En önemli özelliği anti inflamatuar etkisidir. Kurkumin üzerine son 30-40 yılda çok sayıda bilimsel çalışma yapılmış ve özellikle anti-inflamatuar ve anti-kanser etkileri üzerinde durulmuştur. Günümüzde, kanser tedavi stratejilerinin hem ilaç direnci gelişmesi hem de  dezavantajlarının olmasına bağlı olarak, kurkumin kemoterapi alternatifi bir anti-kanser madde olarak ilgi çekmektedir.

Araştırmalarda   zerdeçalın,  antienflamatuar ilacın etken maddesi olan ibuprofenden  daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

İster bir takviye ister gıdalarınıza lezzet katacak bir baharat olsun, vücudunuz zerdeçalın faydalarından kesinlikle memnun kalacak !

Zeytinyağı

Zeytinyağında bulunan, oleuropein, hidroksitirozol, tirozol ve kafeik asit gibi polifenoller önemli antioksidan ve antiinflamatuar etkiye sahiptir. Zeytinyağına tadını veren oleocanthal bileşiğinin antiinflamatuar etkiye benzerdir.

3.5 yemek kaşığı zeytinyağının 200 mg ağrı ve iltihap için kullanılan  ibuprofen tabletine eşittir  İbuprofenin insan sağlığı üzerine birçok yan etkileri olabilmesine rağmen   zeytin yağının sağlık açısından birçok faydası vardır.

Zeytinyağından daha yüksek polifenol içeriğine sahip olduğundan son zamanlarda zeytin yaprağı başta olmak üzere alperujo (pirina) ve (yağ elde etme sürecinde oluşan) zeytin karasuyu konusuna da ilginin arttığı gözlenmekte.

Zeytinyağını kullanırken ise  yüksek sıcaklıklarda ısıtmamaya dikkat edelim .

Yağınızı  serin, karanlık bir dolapta veya kilerde koruyarak korumayı unutmayalım.   Marketlerde , koyu renkli şişeleri ve rafın arka tarafında ise flüoresan ışığından korunan birini seçmeye özen gösterelim.

Yeşil çay

Yeşil çayın harika bir antioksidan olduğunu herkes tarafındnn biliniyor, haydi tekrar gözden geçirelim.

Yeşil çayları güçlü bir antioksidan haline getiren yüksek miktarda kateşin polifenolleridir.

Bu mucizevi çay yeşil çay  anti-inflamatuar etkilere sahip ve romatoid artritten muzdarip olanlara yardımcı olabilir

Dahası, anti-kanser özelliklerine sahip aynı zamanda  kötü kolesterol düzeylerini düşürebilir, kardiyovasküler hastalığı önleyebilir ve aynı zamanda enfeksiyonlarla savaşabilir.

Uzun süre kateşin kullanılması patojen bakteri sporlarının (Clostridium ve Bacillus) gelişimi engellemektedir Bu özeliğinden dolayı da yeşil çay,  barsak mikroflora dengesinin korunması amacıyla kullanılabilir.

Çinli ve Japon insanlar düzenli olarak yeşil çay tüketiyorlar, bu yüzden başkaları ile karşılaştırıldığında kalp hastalığı oranları önemli ölçüde düşüktür.

Gelelim yeşil çay mı siyah çay mı konusuna

Yeşil çayın antioksidam içeriğ siyah çaya göre daha  yüksektir.   Bunun nedeni, siyah çay üretimi sırasında oluşan sekonder polifenollerin daha hızlı parçalanmasıyla  antioksidan kapasitesi yüksek farklı moleküler yapıya dönüşmesidir .

Somon

Somon, uskumru, ton balığı ve sardalya gibi yağlı balıklar, iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olduğu gösterilen omega-3 yağ asitleri bakımından yüksektir
Omega-3 yağ asitlerinin iltihaplanmayı azalttığını aynı zamanda kalp hastalığı, kanser ve artrit gibi kronik hastalıkların da riskini azalttığını gösteriyor.

Çoğu omega -6 yağ asitleri iltihaplanmayı teşvik etme eğilimindedir.Eğer omega- 3 tüketimimizi arttırabilirsek  omega -6 tüketimi azallmasıyla  yaşlanma yavaşlatılarak,daha uzun ve kaliteli yaşam şansını arttırabiliriz.

Omega-3 yağ asit eksikliğinin belirtileri, yorgunluk, zayıf hafıza, kuru cilt, kalp problemleri, ruh hali dalgalanmaları veya depresyon eğilimidi

Omega -3 ün bu kadar faydası varken haftada en az 2 kere 150 gram kadar somonu sofralarınızda bulundurmaya özen gösterelim.