Yazılar

Avokado çok faydalı bir meyve olmasına rağmen Türkiye çok geç tanıştı. Avokadonun ana vatanı Meksika dır ve çok çeşitli şekilde tüketilebilir.

Yağ oranı yüksek bir meyve olmasına rağmen içerdiği yağlar son derece faydalıdır. %71 tekli doymamış yağ asitleri , %13 çoklu doymamış yağ asitleri , %16 doymuş yağ asitleri içerir.

Meksikada bir çalışmada , hergün  diyetinde avokado bulunduran bir grup ile avokado bulundurmayan olmak üzere 2 grup oluşturulmuştur.  Sonuçlarında avokado tüketene grubun kolesterol oranı %17 , LDL %22 , trigliserit %22 oranında azaldığı ve HDL ninde %11 oranında yükseldiği gözlemlenmiştir. Bu da demek oluyor ki avokado  kalp koruyucu bir meyvedir.

Avokado yağda çözünen vitaminlerden A,E veK vitaminlerinden zengindir. Avokado içerdiği omega-3 ve E vitamini sayesinde Alzheimer riskine karşı koruyucudur. Suda çözünen B ve C vitaminlerinden zengindir. Mineraller olarak magnezyum , potasyum, demir ve bakırdan zengindir. Muzdan %35 daha fazla potasyum içerir. Avokado kilo yönetimi ve kan şekeri seviyesini içerdiği yüksek posa sayesinde dengeler. Çoğu meyveye göre az şekerli ve protein içeriği yüksek bir meyvedir.

Glutatyon , beta-sitosterol , lutein gibi fitokimyasallar içerir. Fitokimyasallar sayesinde katarakt , maküler dejenerasyon ve  kanser gibi çeşitli hastalıklara karşı koruyucudur.

Cildimiz için doğal nemlendiricidir.

Salatalarımnızda avokado kullanırken ekstra yağ koymamıza gerek yok. 1/2 avokado yaklaşık 1 tatlı kaşığı yağ içermektedir.

 

Kinoa Güney Amerika da yetişen tahıllara benzesede aslında ıspanak , rokayla bağlantılı olabn tohumlardır. Baskın tadı olmadığı için tüketilmesi kolay bir besin. Kinoa tahıllar gibi pişirilip kullanılsa da protein ve lif içeriği tahıllardan , çözür lifleri buğday ve mısırdan daha fazladır. Yüksek kalite protein lizin , metionin gibi esansiyel aminoasitlerden dengeli bir besin bu nedenle vejateryanlar da rahatlıkla tüketebilir. %20 protein içeriğinden dolayı spor yapan kişiler içinde güzel bir kaynak. Ayrıca Gluten içermediğinden dolayı çölyak hastaları ve gluten hassasiyeti olan kişilerde çok rahat bir şekilde tüketebilirler. Lif içeriğinden dolayı tahıllara göre daha fazla tok tutma özelliğine sahip.

Kinoa minerallerden manganez başta olmak üzere bakır, demir, magnezyum , fosfor kaynağıdır. İçerdiği yüksek magnezyum ve posa sayesinde insülin direncini yönetici eytkisiyle diyabetli hastalar için öenmli bir besin.

Yüksek miktarda da B vitaminleri içerir.

Yapılan çalışmalarda mükemmel bir antioksidan kaynağı olduğu belirlenmiştir.  Bunların dışında antimikrabiyal, antiinflamatuar , kolesterol düşürücü aktiviteleri gibi birçok fizyolojik özellikleri nedeniyle popüler besinler arasında.

Kinoa nasıl pişer ? 

Kinoayı haşlayıp herşekilde tüketebilirsiniz. İsterseniz salatalarınıza ekleyebilir isterseniz pilavını yapabilirsiniz. Sabahları kahvaltılık gevrekler yerine kinoa da kullanabilirsniz. Kinoa aynı tahıllar gibi pişer. ! bardak kinoaya 2 bardak su gerekmektedir.

Su oksijenden sonra insanın en ihtiyacı olan öğedir. Ama çoğumuz diyete başladığında düzenli su içmeye başlar.

Halbuki su,  vücut fonksiyonlarını yerine getirmek için ve suyun içerisinde bulunan kalsiyum , floroid gibi minerallerin vücuda alınmasını sağlar.

Vücutta yağ oranı arttıkça su oranı azalr kas miktarı arttıkça ise su oranı artar. Bu nedenle düşük kalorili diyetlerde kas ile birlikte su kaybıda olur.

Suyun vücuttaki önemi:

  • hücrelere su taşıyıcı
  • metabolizmayu canlandırıcı
  • doku ve organların düzenli çalışmasını
  • vücudun ısı dengesinin ayarlanması gibi birçok görevi vardır.

Kaybedilen sıvıyı çay ve kahve ile yerine koymak doğru değildir. Kafeinlerin diüretik etkisi sebbeiyle tam aksine daha çok su almak gerekmektedir. Vücuttan fazla sıvı kaybı çok cidda sorunlara yol açmaktadır.

 

Günlük düzenli su tüketen kişilerde

  • kabızlık problemi
  • cilt kuruluğu
  • idrar yolu enfeksiyonu gibi sıkıntılar yaşanmaz.

Su aynı zamanda yaşadığımız metropol hayatın getirdiği toksinleri arındırmaya yardımcıdır.

NE KADAR SU TÜKETMELİYİM?

Vücutta bazı hormonların yetersizliği vücut suyunun dengede tutulmasına engel olur. Fazla protein ve tuz böbreklerden  daha fazla su kaybını arttırır. Yaşa ve cinsiyete göre su ihtiyacımız değişir.

Ortalama sıvı ihtiyacımızı kilogram başına 30ml olarak hesaplayabiliriz. Yani 50 kg olan bir kişinin günlük su ihityacı 50x30ml=1500ml yani 1.5 litredir. 

Bu su miktarı yaz aylarında arrtırılabilir.

 

Yanlış diyetler , sağlıksız  beslenme ve uyku düzensilğiyle  metabolizmanızı yavaşlatanlardan mısınız?

Peki ne yapacağız?

  1. Güne 1 bardak ılık su ile başlayın.
  2. Kahvaltıyı atlamayın. Gece boyunca düşen metabolizma hızını kahvaltıyla hızlandırın.  Kahvaltınızı maydanozla zenginleştirin.
  3. Elma , limon gibi narenciye grubuna ara öğünlerinize ekleyin. Sitrik asidi yüksek besinler metabolizmayı hızlandırır.
  4. Yiyeceklerinize muhakkak baharat ekleyin.
  5. Günde 3 lt su tüketiniz.
  6. 8 saat uyumaya özen gösterin. Zira yorgunluk sizi daha çok yemek yemeye itecektir.
  7. Daha çok hareket edin.
  8. Tuzu azaltın. Tuz tüketimi kan şekerinizin dalgalanmasına sebep olur.
  9. Kaslarınızı arttırın. Yüksek kas oranı yüksek metabolizma demektir.
  10. Günde 2 bardak yeşil çay tüketin.