Şişmanlığın artmasından sorumlu 8 neden

Sağlıksız ve kötü beslenme ile birlikte hareketsiz bir hayat tarzı şişmanlığın önde gelen nedenleri olarak sıralansa da obezliğin (şişmanlığın) giderek artması sadece bunlara bağlı değildir. İçinde bulunduğumuz çevrenin de şişmanlık üzerinde büyük payı vardır.

1) Obezojenik çevre koşulları
Yüksek kalorili besinlerin alabildiğine bol ve ucuz olduğu, yaşam biçimlerimizin bizi giderek uyuşukluğa sürüklediği bir dönemde yaşıyoruz. Son derece akla yatkın gelen bu açıklama, obezlik salgının köklerine inme ve söz konusu eğilimi tersine çevirme sürecinde de ağırlıklı bir yer tutuyor. Son 40 yılda obezliğin ciddi bir tırmanışa geçmesi yaşadığımız çevrede meydana gelen başka bir değişimle de bağlantılıdır

2) Doğum öncesi faktörler
Şişman veya zayıf olacağınız, en azından kısmen, dünyaya gelmeden önce belirlenmiş olabilir. Obez annelerin, özellikle de gebelikte şeker hastalığına yakalanan annelerin dünyaya getirdikleri çocukların da yaşamlarının sonraki evrelerinde obez olma riski yüksektir.

3) İlaçlar
Kilo aldıran ilaçlar nöroleptiklerle de sınırlı kalmıyor. Sara hastalığının sağaltımında kullanılan antikonvülsanlar, yüksek tansiyonu önleyen ilaçlar, HIV ve şeker hastalığında kullanılan ilaçların kilo alma konusunda etkili oldukları görülüyor. Bunların yanı sıra, betabloker türü ilaçların ortalama 1.2 kiloluk, doğum kontrol haplarının iki yıl boyunca sürekli kullanılması durumunda 5 kiloluk bir artışa yol açabilidiği, dahası her yerde satılan antihistaminiklerin de kilo aldırdığı yapılan çalışmalarda gözleniyor.

4) Hava kirliliği
Gündelik yaşamda insanlar on binlerce kimyasalla karşı karşıya kalıyor. (böcek ilaçları, boyalar, tatlandırıcılar, parfümler, plastikler vb..) Yapılan bazı araştırmalar bu kimyasalların düşük düzeylerde kilo fazlasına yol açabileceğini ortaya koyuyor. Bu kimyasalların bir bölümü östrojen benzeri hormonların işlevini engelliyor. Hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılan çeşitli araştırmalar östrojen hormonunun işlevini gerektiği gibi yerine getiremediğinde yağ düzeyinde bir artış meydana geldiğini ortaya koyuyor.

5) Geç yaşta doğurma
ABD Ulusal Kalp- Akciğer ve Kan Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmada annenin doğum yapmayı ertelediği her 5 yıla karşılık, doğan çocuğun obez olma riskinin de %14 oranında arttığı belirlenmiştir. Ancak bunun neden öyle olduğu konusuna henüz kesin bir açıklama getirilememektedir.

6) Çiftler dengi dengine
İnsanların eş bulmalarında kilolar da etkili oluyor. Genelde zayıflar zayıflarla, kilolular kilolularla evleniyor. 1999 yılında yapılan bir araştırma eşlerin BMI(Beden Kitle İndeksi-şişmanlık ölçütü) ve deri sarkma ölçüleri arasında ufak ancak önemli bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. Obezliğin genetik olduğu ve kiloluların daha çok çocuk yaptıkları göz önünde tutulduğunda, bu gerçek de obezlik açısından belli bir anlam taşıyor.

7) Yetersiz uyku
Uykusuzluk kilo almamızda da etkili olabilir mi? Salgın hastalıklarla ilgili geniş kapsamlı çok
sayıda araştırma uyku ile kilolarımız arasında bir bağlantı olabileceğini ortaya koyuyor. A.B.D Ulusal Sağlık ve Beslenme Araştırması tarafından elde edilen veriler günde 7 saatten az uyuyanların kilo artışlarının daha uzun süre uyuyanlara kıyasla, daha yüksek olduğunu gözler önüne seriyor. Uyku eksikliğinin metabolizmayı değiştirmesinden kaynaklanabilir. Bedende açlığı körükleyen ghrelin hormonunun düzeyi arttıkça, doyma duygusunu devinime geçiren leptin hormonu azalır. Uyku eksikliğinin leptin ve ghrelin hormonlarının işlevini etkilediğini ve bu nedenle bedenin kalori gereksinimiyle ilgili sinyallerin verilemediği yapılan araştırmalarda belirlendi…
ABD’de yapılan bir araştırma 1960 yılında insanların ortalama 8.5 saat uyurlarken, 2002 yılında bu ortalamanın 7 saatin altına düştüğünü gösteriyor. Uzmanlara göre, uykuda geçen saatlerdeki bu azalma insanlara obezlik biçiminde yansıyor.

8) Sigara alışkanlığı
Ne yazık ki, sigara içenler içmeyenlere kıyasla daha zayıf oluyorlar ve sigarayı bırakmak, nedeni tam olarak bilinmese de, kilo almaya yol açıyor. Bu durum, bir olasılıkla, nikotinin iştahı tıkaması ve metabolizmayı hızlandırmasından kaynaklanıyor. Elde edilen bulgular sigarayı bırakan erkeklerin hemen hemen yarısının aşırı kilolu olduğunu, buna karşılık hiç sigara içmeyenlerde aşırı kilolu oranının %37, sigara içenlerde ise %28 olduğunu gösteriyor.